24 Kasım 2013 Pazar

Sen hiç ruhunu gördün mü?

Bazen, kendin olmaktan çıkıp karşındakinin istediği insan olursun. Halbuki o seni zaten olduğun gibi sevmiştir. Asıl sevilesi olan kendi halindir. İçindir, özündür.
Ama işte hayat adını verdiğimiz beş harfli yoksul düzen bazen sevdiğin şeyin o değil de bir 'düzen' olduğunu hissettirir. Eleştirirsin. Kolunu, bacağını, anlını, yolunu.. Böyle bir şey midir ki o beş harfli yoksunluk? Bu mudur yani kesin yargıya vardıran tutum? İçin, özün, dosdoğru kalmışken, üstelik bu kadar dosdoğrusu etrafımızda yokken, neden bu bodoslama eleştiri? Bi bak. Gözünü aç. Niyeti gör. Gözündeki ışığı gör. Yargılamadan. Yargıları at. Yak. Yık. Ne biliyorsun ki neler olup bittiğini, onu nelerin sınadığını. Cümleleri harf yığını olarak görme. İçine bak. Hisset. İnsan ölümü yaklaştığında bunların hiçbiri önemli olmaz. Maddesel değer gibi kalır. Sen saygınlığını içinde arasana.. Ruhunda arasana.. Ruhunda. Ruh. Ne demek biliyorsun değil mi? O ruhtan herkeste var, ama kimisinde daha sağlam var, daha belirgin var. Onu gör.

tespitimsi

Burada öğrendiklerim mi?

Avrupa'da da kavga ediliyor.. Avrupa'nın da yolları bozuk, yürümeyen merdivenleri var.. Kırmızı ışıkta geçiyorlar. Şoförlere bağırıyorlar. Dinleri imanları para. Erkekleri gay falan değil. Yakışıklı da değil. Ya da yakışıklı ama bana en yakışıklı gelen bir türk erkeği var olduğu için asla gerçeği bilemeyeceğim..
Fransız kızların hemen hepsi biseksüel ilişkide. Üstelik bu çok normal. Bir diyalog dinlerken şaşırmamış gibi yapmanız lazım. İnsanlar akıllı, hepsi zekilik gerektiren bölümlerde öğrenimlerini sürdürüyorlar. Ama sosyal konularda aynı aklı korumuyorlar. Hiyerarşi yok. Herkes aynı neredeyse. Yardım severler. Bizim gibi.. Bazen bir şeyi yapıyorlar ama neden yaptıklarını bilmiyorlar. Bazen, komşunun halasının kızı gibi alakasız şeylere alakasız yorumlar yapabiliyorlar. Belki sadece yorum yapmak için. Müzik yok. Sokaklar boş, sessiz. Türkiye gibi değil. Aslında tam Avrupa filmi, layıkıyla.. Sümkürmek ayıp değil. Halbuki 'Avrupa'da olsa böyle mi olur..'? Şaraplar güzel. Hem güzel, hem ucuz. Her yerde sıra var. Sıra. Bu bir İtalyan bloğu olsa, bunu yazmak için bile sıra beklerdim, o derece.. Binalar güzel. Pasta yapar gibi özenmişler de yapmışlar sanki. İstanbul popülasyonu hat safhada. Sanat güzel. Yerli yerinde. Her şey sanat. Anlayan da var anlamayan da. Aynı ülkenin farklı şehri gibi aslında. Diller farklı, mimikler farklı, tepkiler farklı sadece..