12 Ekim 2013 Cumartesi

Paralel mi evren?

Belki aynı kaldırımdan ters yöne yürüyecektik, Hatta omuzlarımız değecekti birbirine.. Ama tanımayacaktık birbirimizi Birbirimizi tanımamak... Korkunç değil mi? Hayatının en orta yerine gark olmuş, tüm dogma düşüncelerine karşı her türlü insiyatifi göstertebilecek, sadece düşünce gücüyle bile uzun uzadıya yaşayabildiğin birini, hiç tanımadığını hayal et. Türlü tesadüfi eserlerle bir araya gelmiş, istemediğin durumları tercih etmiş ve hatta bunu farkında olmadan yapmış olabilirsin. Ve bütün bunlar 'kader' denilen inanılmayası, efsanevi varoluşa göre bir kurgu olabilir. Tüm bunlar olmasaydı.. Aynı şehrin bir kısa vasıta uzaklığındaki uzuvlarında Bihaber yaşasaydık birbirimizden.. Aynı barın kıyısında sırtsırta otururduk belki? Aynı markette sıraya girerdik, Birbirimizi görmeden, telefonla konuşarak.. Kim bilir belki binmek istediğim taksideki müşteri sendin Belki dolmuşa binerdin 'bir kişi' diye paranı uzatırdım şoföre Belki aynı doğum günü partisine katılırdık, Elimizde kadehler, birimiz bir yanda, birimiz öteki yanda savrularak Belki aynı mağazanın vitrinine bakardık aynı anda Belki senin apartmanına bir arkadaşıma gelirdim misafirliğe Aynı uçakta Bodrum'a giderdik belki Tüm bunlar olurken hiç tanıyamazdık birbirimizi.. Ya da.. Sırtsırta otururken barda, Arkadaşımızı görürdük birimizin yanında Marketteki sıranı bana verirdin ya da.. Ya da olur ya, çok yağmur yağıyordur binmişizdir aynı taksiye.. Ya da '10 kuruş eksik' demiştir şoför, 'bende var' demişimdir.. Ya da doğum günü çocuğuyla aynı anda muhabbete girmişizdir, Sonra onu çağırmıştır biri öte uçtan.. Mağazanın vitrinindeki aynı şeye parmak uzatmışızdır belki, bakmışızdır bu kim diye? Ya da kahve istemeye gelmişsindir apartman komşuna Ya da uçakta koltuğum yanına denk gelmiştir.. Bir şekilde tanışmak zorundaymışızdır belki..